Gelecek haftalarda ve aylarda olup bitecek şeyleri, bu koronavirüs krizinin bilançosunu -maalesef- henüz hiç birimiz kestiremiyoruz. Faktörler ve bu faktörlerin ortaya koyduğu olgular akıl almaz bir hızda değişiyor. Bu noktada kriz iletişiminin en büyük refleksini akıllardan çıkarmamak lazım: proaktif kriz iletişimi planının hazırlanması. Mevcut kriz planının günümüz konjonktürleri ile genişletilmiş bir versiyonunu hazırlamak marka tarafında karşılaşacağımız olası durumlar için hızlı aksiyon almamızı kolaylaştırabilir. Şu an markanın temel değerlerini, markanın vizyonunu ve misyonunu tekrar gözden geçirmek ve buna uygun aksiyon planı çizmek için doğru bir zaman. Bu süre zarfında ana hedef kitleler ile diyalogu sıcak tutmak markaların yararına olacaktır.

Yazıyı sonlandırmadan önce şuna tekrar değinmekte fayda var, her ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın; hiçbir şey insan ve toplum sağlığından önce gelemez. Süreç boyunca yetkili mercilerden gelen direktiflere uyarak, globalde bu problemi bizlerden önce yaşamaya başlayan ülkelerin güncel durumlarından dersler çıkararak ilerlememiz gerekmekte. Koronavirüs sektör, insan veya toplum ayırmadan global sağlığı tehdit ediyor. Önce kendimiz ve yakın çevremiz, daha sonrada toplum sağlığımız için evde kalmaya özen gösterelim.